Günümüzde doğum yöntemleri birçok kişisel tercihle yönlendirilebilmektedir. Doğum boyunca yönlendirmelere maruz kalmadan aktif bir katılımcı olmak, elektronik izleme gibi rutin müdahalelere daha az sahip olmak ve isteyen kadınlar için doğal doğum iyi bir seçenektir.
Doğal doğum, tıbbi müdahalenin sınırlı olduğu vajinal bir doğum şeklidir. Doğal doğum yapmak isteyen kadınlar, doğum sancısını ve rahatsızlıklarını sürecin normal bir parçası olarak kabul ederler ve anestezi seçeneklerini kullanmamaktadırlar.
Doğal doğum yönteminde tıbbi müdahalelerin yerini, beden gücü ve içgüdüler almaktadır. Bu da, kadının doğum esnasında kendini daha fazla güç sahibi olarak algılamasına neden olmaktadır. Doğal doğumun diğer bir avantajları şöyledir;
Doğal doğum esnasında muhtemelen bir eş, aile üyesi veya yakın arkadaşın sürekli olarak desteğine ihtiyaç duyulacaktır. Bu esnada doğum partneri ve bebek arasında bağın, doğumdan önce oluşmasını sağlar.
Yapılan çalışmalar doğal doğumun; bebeğin uykusunu, kilo alımını ve beyin gelişimini iyileştirmenin yanı sıra, ağlamayı azalttığını göstermiştir. Aynı zamanda anne ve bebeğin bağlanmasını kolaylaştıracağı için, emzirme sürecinin daha çabuk başarıya ulaşmasına yardımcı olmuştur.
Diğer normal doğumlar esnasında genellikle birtakım izlemeler yapıldığı ve ilaçlar verildiği için hareket etme kabiliyeti sınırlıdır. Fakat doğum esnasında hareket etmenin ağrıyı ve rahatsızlığı azalttığı bilinen bir gerçektir. Doğal doğumda herhangi bir müdahale yaşanmadığı için, gebe devamlı olarak hareket edebilmektedir. Yürümek, duş almak, egzersiz topu üzerinde sallanmak gibi birçok hareket, doğal doğum yapanlar için mükemmel aktivitelerdir.
Epidural, normal doğum yapanlar için çoğu zaman gerekli bir ağrı kesici yöntemidir. Ancak yapılan çalışmalar, epidural yönteminde doğum yönteminin yarım saat ile bir saat arasında uzadığını göstermiştir. Bunun temel nedeni, epidural alan kadınların hareket özgürlüğünün bulunmamasıdır. Sancı esnasında hareket eden gebelerin doğumu daha kısa sürede gerçekleşmektedir.
Doğal doğum yapan kadınlar, genellikle doğumdan hemen sonra yürümeye başlamaktadır. Bunun nedeni herhangi bir ilaç nedeniyle vücudun uyuşuk olmamasıdır. Kadının doğumdan hemen sonra aktif bir pozisyona geçmesi daha çabuk iyileşmeye, toparlanmaya yardımcı olur ve kabızlık gibi sık görülen problemlerden kaçınılmasını sağlar.
Aslında tüm doğum yöntemleri mucizevi bir süreçtir ve her kadının kendiyle gurur duyması gerekir. Fakat doğal doğum yapan kadınların hiçbir medikal destek almadan bu süreci başarmış olmaları kendilerini daha güçlü ve gururlu hissettirmektedir.
Doğal doğum, her doğum yönteminde olduğu gibi birtakım riskler içermektedir. Bunlardan birkaçını şöyle sıralayabiliriz;
Bazı kadınlar ağrının beklenenden çok daha yoğun olduğunu fark eder. Bununla birlikte, acı hissinin dayanılmayacak kadar çok olduğu durumlarda hekiminize bu durumu bildirmeli epidural istemelisiniz.
Doğal doğum esnasında bebeğinizin kalp atış hızı düşerse, kordon prolapsları veya beklenmedik bir başka acil durum meydana gelirse, güvenliğiniz için genel anestezi altına alınabilirsiniz. Böyle bir durumda bebek sezaryen ile dünyaya getirilir.
Doğal doğum planlaması yapan ve bunu ev ortamında yapmayı tercih eden gebeleri birçok risk bekliyor olabilir. Ev ortamında yapılan doğum, hastane doğumuyla karşılaştırıldığında iki kat ila üç kat daha fazla ölüm riski söz konusu olmaktadır. Bunun nedeni, doğum esnasında bazı komplikasyonların ortaya çıkması ve hastanede yapılması gereken müdahaleler için geç kalınmasıdır.
Yorumlar